Zihnimde Tamamen Özgürüm

“Merhaba ben Stephen Hawking. Fizikçi, Kozmolog ve biraz da hayalperestim. Hareket edememe ve bilgisayar aracılığıyla konuşmak zorunda olmama rağmen ZİHNİMDE TAMAMEN ÖZGÜRÜM.”

Kendini evrenin sırlarını çözmeye adamış, bedeni sandalyeye bağlı bir dehanın, Stephen Hawking’in bu sözleri… Yalnızca birkaç kelimeyle, varoluşun en temel paradoksunu gözler önüne seriyor; fiziki sınırlara rağmen ruhun ve zihnin ulaşabileceği sonsuz özgürlüğü. Bu çarpıcı ifade, beni derinden etkiledi.

Şimdi kendinize dürüstçe sormanın tam zamanı: Hayatın bu karmaşık dansında, sizler zihninizin derinliklerinde gerçekten de özgür müsünüz?

Bu yaşa gelinceye kadar, farkında bile olmadan zihninize hangi görünmez prangaları vurdunuz? Hangi “yapamam,” “olmaz,” “değişmez” inançlarını kazıdınız zihninize? Neleri gerçekleştiremeyeceğinize “kesin” gözüyle bakıp, daha en başından hangi değerli hayallerden, hangi cesur adımlardan vazgeçtiniz? Çevrenizdeki insanlara, karşılaştığınız olaylara, hatta aynadaki kendi yansımanıza, sizi sınırlayan hangi kalıplaşmış inançların gözünden bakıyorsunuz?

Bir an için tüm koşuşturmayı durdurun ve kendinizi dışarıdan, adeta bir film sahnesini izler gibi tarafsız bir gözle seyredin. Zihninizin duvarlarını, yıllardır biriktirdiğiniz inanç tuğlalarıyla nasıl ördüğünüzü gözlemleyin.

Şimdi hayal edin: Elinizde bir sihirli değnek olsun. Bu değnek, bir peri masalından fırlamışçasına, sahip olduğunuz tüm kapasiteyi tam anlamıyla kullanmanız için size sınırsız bir güç veriyor. O sihirli parıltı, sizi yıllardır kısıtlayan tüm o görünmez inanç zincirlerini, yargıları ve korkuları tek tek eritiyor.

Bu özgürleşmiş zihinle, hayatınızı dolu dolu yaşamak için neleri gerçekleştirirken görüyorsunuz kendinizi? Hangi dağlara tırmanıyor, hangi okyanusları aşıyor, hangi derin bağları kuruyorsunuz? En derin arzularınıza ulaşmak için atacağınız ilk adımlar ne olurdu? Bu yeni, sınırsız potansiyelinizi hayata geçirmek için hangi yönlerinizi geliştirmiş, hangi yeni bilgileri öğrenmiş, hangi eski yüklerden arınmış olmalısınız?

Unutmayın, en gerçek ve en yıkıcı sınırlar, genellikle dış dünyanın dayattığı engellerden çok, zihnimizin derinliklerinde inşa ettiğimiz algısal duvarlardır. Oysa her birimizin içinde, Stephen Hawking gibi, bedensel veya çevresel koşullar ne olursa olsun, sonsuz bir özgürlük alanı yaratma ve bu alanı keşfetme gücü gizlidir. Bu güç, sadece sizin onu fark etmenizi ve kullanmanızı bekler.

Hayatınızı dolu dolu yaşamak, hayallerinize ulaşmak ve potansiyelinizi tam olarak açığa çıkarmak için zihninizdeki bu sınırları cesurca kaldırıp kendinizi özgür bırakmanız dileğiyle…

Olcay Cengiz Turan

error: