Zihninizin yanlış alarmı – Panik Atak: Nasıl ayırt edebilirsiniz?
Dr. Anıl Gündüz, Psikiyatrist & Psikoterapist
Hiç durup dururken çıldıracağınızı düşündüğünüz oldu mu?
Ya da, kalbiniz çılgınca çarpmaya, soğuk soğuk terlemeye başlamış ve soluğu hastanede almış olabilirsiniz. Yapılan tüm tetkiklere rağmen bedensel hiçbir rahatsızlığınız tespit edilememiş olabilir.
Belki de, sıkıntı ve huzursuzlukla birlikte ortaya çıkan bu bedensel belirtiler, tıbbi bir hastalıktan daha çok ruhsal bir rahatsızlıktan muzdarip olduğunuz gösteriyor.
Zihniniz size bir oyun oynuyor ama bunu o kadar gerçekçi bir şekilde yapıyor olabilir ki, gerçekten de, o anda ortaya çıkan sıkıntıdan ve bedensel belirtilerden dolayı çıldıracağınızı, kalp krizinden öleceğinizi, bayılacağınızı, boğulacağınızı ve felç geçireceğinizi düşünebilirsiniz.
Belki de, çağımızın yaygın hastalığı panik atak (bozukluk) dan muzdaripsiniz.
Panik atak nedir?
Panik atak; herhangi bir nedenden dolayı, herhangi durum ve/ya zamanda ortaya çıkabilir.
Bu atak sırasında, çarpıntı, hızlı nefes alıp verme, terleme, titreme, kaslarda gerginlik, mide bulantısı, baş dönmesi, uyuşma, karıncalanma gibi bedensel belirtilerin birkaçı veya hepsini birden hissedebilirsiniz.
Duruma göre, bu belirtileri kalp krizi, boğulma, bayılma, felç geçirme, sıkıntı çok artarsa da kontrolünüzü kaybetme, delirme ve öleceğiniz şeklinde yorumlayabilirisiniz. Ki biz buru duruma ruh sağlığı terminolojisinde felaketleştirme adını veriyoruz. Bu felaketleştirilmiş yorumların sonucunda yaşantıladığınız aşırı uyarılmışlık ve yoğun sıkıntı hali panik atak olarak tanımlanabilir.
Yanlış alarm
Aslında atak sırasında yaşantıladığınız bu bedensel belirtiler, tehlike (yoğun sıkıntı) karşısında herkeste ortaya çıkan kaç ya da savaş halidir. Bu kaç ya da savaş halini bir alarm sistemi gibi düşünebiliriz. Yani, gerçek veya farazi bir tehlike karşısında ortamdan uzaklaşmalı veya uzaklaşamıyorsanız da savaşmalısınızdır.
Bir ortamdan uzaklaşmak veya savaşmak için kaslarınıza daha fazla besin ve oksijen gerekir. Bunun için vücudunuz, besinlerin sindirimini yavaşlatır, çünkü tehlike anında besin sindirmek için gerekli olan enerjiyi o anda kaslar için kullanacaktır. Mideye ve barsaklara giden kan azalır, bu sebeple midenizde bulantı hissi ve gaz ortaya çıkabilir.
Kasların ihtiyacı olan besinin hızlı bir şekilde sağlanabilmesi için kalp atışlarınız hızlanır; normalde 70-90 atım arası olan kalp atışları 100 ve üzeri atıma çıkar ki, yeterli miktarda besin ve oksijen kan yoluyla kaslara gidebilsin. Atak sırasında kalp atışlarınızın hızlanmasını kalp krizinin habercisi sanabilirsiniz.
Panik atak sırasında kaslarınıza gerekli miktarda oksijeni sağlayabilmek için daha hızlı nefes alıp vermeye başlarsınız; bu durumda, bir süre sonra göğüste bir baskı hissi hissedebilir ve bütün bunları boğulacağınız şeklinde yorumlayabilirsiniz.
Nefes alışverişinizin hızlanmasıyla birlikte, oksijen miktarı artar ve oksijen miktarındaki bu artış başınızın dönmesine, sersemlik haline ve gözlerde hafif kararma veya tünel şeklinde görme durumuna sebep olabililir. Gözlerin tehlikeleri daha iyi görebilmesi için göz bebekleri büyür ki bu durum yakın çevreyi daha bulanık görmeye sebep olabilir. Bu belirtileri, bayılacağınıza dair ipuçları olarak görebilirisiniz.
Vücut topyekûn teyakkuza geçer
Kaslarda ise kaçma veya savaşma durumundaki ani hareketlere karşı çabuk tepki verebilmek için bir gerginlik hali oluşur (Eğer ki kaslar gevşek olsaydı, tehlike durumunda hiçbir şekilde ani tepki verme şansımız olmazdı). Kaslardaki bu gerginlik zaman zaman titreme şeklinde ortaya çıkabilir. Bu gerginlik halini veya titreme halini felç veya kalp krizinin bir ön belirtisi zannedebilirsiniz.
Panik atak sırasında, soğuk ya da sıcak bir terleme hali ortaya çıkabilir bunun sebebi yine, kasları ani hareketlere hazır hale getirmektedir, eğer kasların sıcaklığı düşük olursa ani bir hareket karşısında sakatlanma riski daha yüksek olur. Tabi doğal olarak, terlemeyi kalp krizinin veya bayılmanın bir habercisi sanabilirsiniz.
Felaket senaryoları
Şu ana kadar anlatmaya çalıştığım; huzursuzluk, sıkıntı ve “tehlike” algısı karşısında; bedeninizde ortaya çıkan “kaç ya da savaş” refleksi sonucunda oluşan bedensel belirtileri ve yoğun sıkıntıyı; boğulacağım, kalp krizi geçireceğim, bayılacağım, delireceğim, kontrolümü kaybedeceğim, çıldıracağım gibi felaket senaryoları şeklinde yorumladığınız zaman sıkıntı ve huzursuzluğunuz daha da artarak panik atak geçirmenize sebep olabilir. Artık kendi bedensel belirtileriniz sizin için tehlikeli hale gelmiştir.
Kısır döngü
Bu felaket senaryoları, korkunuzu ve sıkıntınızı arttırır, korku ve sıkıntınızın artması sonucunda, bedensel belirtileriniz daha da fazla artar.
Bedensel belirtiler arttıkça, başınıza bir şey geleceğine dair inanç güçlenir ve bu inanç güçlendikçe, korku ve kaygı daha da artar. Böylece, bir kısır döngünün içinde kıvranmaya başlarsınız. (Şekil 1).
Aslında ortaya çıkan tüm bu belirtiler zihnin tehlike olarak algıladığı bir durum karşısında alarm sistemini devreye sokarak vücudu kaçmaya veya savaşmaya hazır hale getirme çabasıdır.
Panik bozukluğunuz var ise yaşadığınız ana sorun kendi alarm sisteminizden korkmaya başlamanızdır. Kendi alarm sisteminizden korktukça da alarm sistemi daha da fazla devreye girer ve bir kısır döngü oluşur.
Kendini doğrulayan kehanet
Bir süre sonra ise bedeninizde ortaya çıkan belirtileri o kadar tehlikeli olarak görmeye başlarsınız ki, belirtiler ortaya çıkmadan önlem alabilmek veya kontrol edebilmek için, belirtilerin orada olup olmadığını görmek için bedeninizi taramaya başlarsınız.
Taradıkça bulursunuz; buldukça sıkıntınız artar; sıkıntınız arttıkça bedensel belirtileriniz daha da artar ve tekrar panik atak kısır döngüsüne içine girebilirsiniz.
Bu defa, “ya atak ortaya çıkarsa” şeklinde yoğun bir beklenti ortaya çıkabilir. Bu atak olabilir beklentisi devamlı bir sıkıntı ve huzursuzluk halini doğurabilir. Bu sıkıntı ve huzursuzluk hali ile; bedensel belirtiler ortaya çıkabililir; belirtileri tekrar felaketleştirirseniz, yine panik atağın pençesinde kıvranmaya başlayabilirsiniz.
Kabus yaygınlaşıyor
Bu rahatsızlığın başlangıç aşamalarında, panik ataklar sadece belirli alanlarda ve durumlarda ortaya çıkar.
Bu başlangıç aşamasında, atağın ortaya çıkmaması için veya atak ortaya çıktığında başınıza felaket senaryoları gelmemesi için bu yerler veya durumlardan uzaklaşmaya veya o yerler veya durumlara girmeme eğilimi içine girersiniz.
Bir süre sonra uzaklaştığınız ve/ya girmekten kaçındığınız durumlara ve yerlere benzer yerler ve durumlarda da atak çıkacak korkusu oluşmaya başlayabililir.
Böylelikle ilk defa dolmuşa bindiğinizde ortaya çıkan atak, bir süre sonra otobüste, metroda, arabada, sinemada ortaya çıkmaya başlayabilir ve böylece tüm hayatınızı etkileyecek bir örüntü ortaya çıkabilir.
Panik bozukluğunuz olduğunda, felaket sonuçlarının önüne geçmek amacıyla bedensel belirtilerin ve sıkıntının ortaya çıkabileceğinden korktuğunuz ortamları terk eder, ya atağın geleceğini düşündüğünüz ortamlara veya durumlara girmez ya da girmek zorundaysanız önlem almaya başlarsınız.
Sahte önlemler
Örneğin, atak sırasında yoğun baş dönmesi oluşur, dengenizi sağlayamayacağınızı, düşeceğinizi ve bayılacağınızı düşündüğünüz için gidip hemen oturur ya da uzanmak isteyebilirsiniz. Aldığınız bu oturma ve/ya uzanma önlemi sonunda iyi ki oturdum, biraz daha ayakta dursaydım dengemi kaybedip düşebilirdim veya bayılabilirdim şeklinde bir düşünce geliştirebilirsiniz. Oturmaz veya uzanmazsanız ne olacağını asla göremez ve aldığınız önlemler ile felaket senaryosunun (düşme ve bayılma) önüne geçtiğinizi düşünebilirsiniz.
Bu önlemleri almadığınızda baş dönmesi sonucunda dengenizi kaybedip düşmediğinizi ve bayılmadığınızı göremez ve düşmememenizi aldığınız önlemlere bağlarsınız.
Bir danışanım, kalp atışlarının hızlanmasını kalp krizi geçireceği şeklinde yorumlayıp, önlem olarak, gidip yüzünü yıkamakta, pencereleri açmakta, yakınlarına çarpıntısının olduğunu haber vermekte, çarpıntının olduğu ortamdan uzaklaşmakta ve hemen yatağa uzanmaktaydı. Yüzünü yıkamazsa, su içmezse, yakınlarını aramasa, uzanmazsa veya ortamdan uzaklaşmazsa asla ne olacağını görmüyor, kalp krizi geçirmemesini ise aldığı önlemler sonucunda olduğunu düşünüyordu. Sürekli olarak sıkıntısını ve belirtileri azaltmaya çalışıyordu. Sürekli olarak bu önlemleri almaya devam etmesi ise bu belirtilerin ve sıkıntının gerçekte ne olduğunu görmesine engel oluyordu.
En kötü senaryo
Özetle ortaya çıkan bedensel belirtileri olabilecek en kötü senaryo şeklinde yorumlarsınız, bu yorumlar sonucunda korkunuz ve sıkıntınız artar; korku ve sıkıntı arttıkça bedensel belirtiler daha çok artar, bedensel belirtiler arttıkça kendi yarattığınız felaket senaryolarına daha çok inanır hale gelirsiniz. Bu felaket senaryolarının başınıza gelmemesi için önlemler almaya başlar; sonrasında ise felaket senaryolarının başınıza gelmemesini aldığınız önlemlere bağlar ve gitgide önlemlerinizin miktarı ve önemi artar. Sonuç olarak aldığınız önlemler; iş yaşantınızı, sosyal yaşantınızı, aile yaşantınızı etkilemeye ve kısıtlamaya başlar.
Sonuç
Bütün bu anlattıklarımızı yaşayan kişiler, rahatsızlık, iş yaşantılarını, sosyal ilişkilerini, aile yaşamlarını etkilemeye başladığında bir psikiyatriste/uzmana başvuruyorlar. Unutulmaması gereken bir diğer önemli nokta ise panik atağın tek başına ortaya çıkmasının yanısıra birçok ruhsal bozukluk sonucu veya ruhsal bozukluk ile birlikte de ortaya çıkabilmektedir.
Tedavi
Panik bozukluğunuz var ise; tedavi sırasında bedensel belirtileriniz ve sıkıntınız (huzursuzluk) ile ilgili felaketleştirme yorumlarınız hakkında çalışılarak; kaçtığınız, uzak durduğunuz ve önlem aldığınız durumların ve olayların ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. Aynı zamanda aldığınız bu önlemlerin ve baş etme stratejilerinizin ortadan kaldırılması sonucunda bedensel belirtilerin ve sıkıntının size bir zarar vermediğini görmeniz, sıkıntı ve bedensel belirtiler ile ilişkinizi değiştirerek yaşantınızı geri kazanmanızı hedeflenmektedir.
Dr. Anıl Gündüz, Psikiyatrist & Psikoterapist