EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing – Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), 1987 yılında Dr. Francine Shapiro tarafından geliştirilen, bilimsel temelli bir psikoterapi yaklaşımıdır. Travmatik ya da yoğun stres içeren anıların beyin tarafından sağlıklı şekilde işlenememesi, bazı psikolojik belirtilere neden olabilir. EMDR, bu tür işlenmemiş anıların yeniden işlenmesine yardımcı olmayı amaçlar.
Temelini Adaptif Bilgi İşleme Modeli’nden alan bu yaklaşımda, rahatsız edici anıların düşünce, duygu, beden duyumu ve inançlarla bütünleşerek daha sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi hedeflenir. Terapi sürecinde kullanılan çift yönlü uyarım teknikleri (göz hareketleri, dokunsal ya da işitsel uyarımlar) ile danışan, anıya yeniden erişim sağlar ve bu sayede anının yarattığı olumsuz etkiler azalabilir.
EMDR, yalnızca kaygı veya stresin azaltılmasını değil; bireyin yaşantılarına dair içgörü kazanmasını ve duygusal iyilik halinin artmasını da desteklemeyi hedefler. Kayıplar, kazalar, afetler, taciz, savaş deneyimleri gibi travmaların yanı sıra, çocukluk çağından gelen duygusal yaralarla çalışmada da etkili olabilir.
EMDR’nin özellikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), kaygı bozuklukları, depresyon ve özgül fobiler gibi alanlarda etkili olduğu çok sayıda bilimsel araştırma ile gösterilmiştir. 2019 yılında yapılan sistematik bir derlemede, EMDR’nin TSSB semptomlarını anlamlı biçimde azalttığı saptanmıştır (de Jongh ve ark., 2019).
Bu sayfa yalnızca bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Terapi uygulaması, sağlık hizmeti sunumu veya danışan yönlendirmesi amacı taşımaz.
